Düşündüklerimizi yaratmıyoruz…
Düşündüklerimizi yaratsaydık sebep, sonuc ilişkisini ortadan kaldırmış olacaktık. Her düşündüğümüz gercek olsaydı, yaratımda bütün olasılıklar üst üste binecekti ve yaratım tıkanacaktı. İlerleyemeyecekti.
Bir duyguya sürekli enerji yüklersek akışkan olan bir şeyi ağırlaştırıp, katılaştırırız. Yani duyguyu maddeye dönüştürürüz. Enerjinin titreşimi yavaşlarsa katılaşır ve madde oluşur.
İnsanlar memnun olmadığı şeyleri düşünerek ortaya çıkan duygu durumuna bağımlı olurlar. Zihin boş kaldığında bağımlı olduğu duygulara yönelir. Farkında olmadan o an ki durumunla alakasız şeyleri düşünür. Düşünceler yabancı olsada ortaya çıkan duygular tanıdıktır.
Olayları belirleyen düşünceler değil duygulardır. Düşüncenin içinde duygu yoksa o sadece bir hayal veya bir düşünce olarak kalmaya devam eder. Onu harekete geçiren içine katacağınız duygudur. İnanmak bile bir duygudur. Düşüncenin içine tüm olumlu duyguları yeteri miktarda katarsanız yaratım olur. Deneyin bunu bu ispata açıktır. Olmuyorsa, olduramıyorsan geriye dön bak düşüncenin içine neyi eksik katıyorsun. Mutlaka bir şeyleri eksik yapıyorsundur. Her bulduğun ekside doğruya bir adım daha yaklaşacaksın.
İrade ve sabır. Sadece ihtiyacın olan bu ikisidir. Onlarda sende fazlasıyla var. Kullanmalısın.